to the point

  1. tam yerinde, isabetli.
    be to the point: (söz) yerinde/isabetli olmak.
    Your advice was very
    much to the point: Nasihatiniz gayet yerinde idi.
    His speech was brief and to the point: Konuşması kısa ve isabetli idi.
konuya bağlı kalmak Verb
yerinde söz söylemek Verb
açık ve isabetli konuşmak Verb
tam cevapıni vermek Verb
sorulan soruya cevap vermek Verb
tam cevabını vermek Verb
doğrudan sadede gelmek Verb
doğrudan sadede gelmek Verb
asıl konuya dönmek/gelmek, sadede gelmek.
konuya dönmek Verb
asıl konuya dönmek/gelmek, sadede gelmek.
konudan çıkmamak Verb
konu dışı
kısa ve öz
(a) konuya bağlı kalmak, (b) yerinde/isabetli söz söylemek, öz konuşmak.
konuya odaklanmak Verb
konudan ayrılmamak Verb
meseleye odaklanmak Verb
meselenin özünü kaçırmamak Verb
doğrudan sadede
(zalimliğe) varacak derecede (haşin)
bir şey karşısında mest olmak Verb
Daha önemlisi, ...
birine davranışının budalalığını göstermek Verb
birini suçlu olarak göstermek Verb
kuzeyi göstermek Verb
güneyi göstermek Verb
…i sonuna kadar zorlamak Verb